Öğrenmeyi Nasıl Öğreniriz? (Feynman Tekniği)
Öğrenmeyi Nasıl Öğreniriz? (Feynman Tekniği)
İnsan beyni duyu organlarıyla algıladığı her şeyi sürekli kaydeder. Anne karnından başlayan bu öğrenme süreci biz ölünceye dek sürer. Kaydedilen bu olaylar, sesler, konular hatırlatıcılar ortaya çıktıkça anımsamaya başlarız. Biri adımızı seslendiğinde önce adımız olduğu için uyarana karşı ben olabilirim diye dikkat kesiliriz. Ardından ses tanıdık ise annemiz, babamız ya da arkadaşımız olarak önceden kaydedilen kişi bilgisi beynimiz tarafından yorumlanır ve cevap oluştururuz.
Aslında bu anlattığımız olay öğrenmeyi öğrenmenin en etkili örneğidir. Bu konuda araştırma yapan Nobel ödüllü Fizikçi Feynman’dır. The Best Teacher (en iyi öğretmen-öğretici) olarak adlandırılır. Öğrenmeyi temel kavramın tanımını bilmekten onu yaşantımızın bir parçası haline getirmeyi önermektedir.
Örneğin bal hakkında internetten, kitaplardan, kimyasal içeriğine varıncaya kadar tanım olarak her şeyini öğrendiğimizi varsayalım. Bize bal hakkında sorulan her soruya doğru cevap verebiliriz. Feynman buraya kadar olan olaylara sadece tanım olarak bakıyor. Balı tatmamızı yani hayatımızın bir parçasına dönüştürmemizi öneriyor ki bilgi kalıcı olabilsin.
Başka bir örnek bisiklet hakkında üretiminden bize ulaşıncaya kadar gelen tüm aşamaları biliyor olmamız bisiklet kullanmayı bildiğimiz anlamına gelmez.
Verdiğimiz örneklemelerden yola çıkarak balı tadan bir kişinin bal hakkındaki bilgi dışında da yorumlarda bulunabileceğini hatta bu yazıyı okurken bal tadını ağızlarınızda hissetmeniz gibi.
Bisiklet konusu açıldığında bisiklet kullananlarımızın kullanım deneyimleri aklımıza geldiği gibi..
Fakındaysanız balı tadarken bisiklet kullanırken bu kavramları öğrenmek için beynimizi zorlamadık. Sadece yaşantımızın bir parçası haline getirdik.
Peki Feynman Tekniğini eğitimde nasıl kullanabiliriz? Ya da öğrenmeyi nasıl öğreniriz?
1-Öncelikle okulda öğretmenimizin anlattığı konuyu çok iyi dinlemeli ve gerekli notlarımızı almalıyız. Eve geldiğimizde belirli bir sürede notumuzu okumalıyız.
2- Öğrendiğimizi düşündüğümüz bu konuyu hiç bilmeyen birine (bu genellikle anne veya baba olmalıdır) anlayacağı şekilde anlatmalıyız. Bu konuda Albert Einstein, öğrendiğinizi zannettiğiniz bir konuyu 6 yaşındaki çocuğa anlatabiliyorsanız tam öğrenmenin gerçekleştiğini savunur.
3-Konuyu bir başkasına anlatırken anlatmada zorlandığınız, eksik kaldığını fark ettiğiniz yerleri notlarınızdan tekrar etmeniz gerekir.
4-Son olarak öğrenilen konuyu basite indirgemektir. Onu eğlenceli hale getirmektir. Ya da hayatımızın içinden örneklerle eşleştirmektir.
Bu sayede konular sadece tanım olmaktan çıkmakta ve bizim yaşantımızın bir parçası haline dönmektedir. Ders çalışırken daha eğlenceli, sıkılmadan ve öğrendiklerimizi hatırlama kaygısı yaşamadan bir öğrenme sürecini içinde yer alırız. Bu da bizi yaşamayı seven, mutlu olan ,sorumluluklardan kaçınmayan, kendini tanıyan ve kendi ile barışık sosyal biri olmamızı sağlar.
Öğrenmeyi öğrenme sürecinde başarılar.
https://www.facebook.com/serdalbattalcom